Ramazan ayı, İbadetlerimizle maneviyatımızı zenginleştirdiğimiz, oruçlarımızla maddi ve manevi sıhhate kavuştuğumuz, teravihlerimizle namazlarımıza daha farklı bir boyut kattığımız, Kur’an-ı Kerim okumalarımızla gönlümüzü sükûnete erdirdiğimiz, ihtiyaç sahiplerine zekâtlarımızı ve fıtır sadakalarımızı ulaştırmakla kardeşlerimizin sıkıntısına derman olmaya çalıştığımız bir aydı. Peygamberimizin dile getirdiği üzere, evveli rahmet, ortası mağfiret sonu ise cehennemden kurtuluş ayıydı. Bu ay ile İnşallah rahmete nail olduk, mağfiret üzerimize sağanak sağanak indi ve Cehennemden kurtuluşumuzu gerçekleştirdik. Böyle mübarek bir ayın feyiz ve bereketiyle hayat bulduktan sonra bu bayram sabahına bizleri kavuşturan Yüce Rabbimize sonsuz şükrediyor, O’nun habibine Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’e salat ve selam ediyoruz.
Peygamberimiz (sav): “Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır. " buyuruyor.
Müminler olarak ramazanda sahura kalktık, sahurun bereketinden istifade ettik. Seherde Hakk'ın divanına el açıp yalvardık, yakardık, tövbe, istiğfar, dua ve niyaz ettik. Gündüzleri her türlü meşakkate Allah rızası için katlanarak aç-susuz kaldık, oruçlarımızı tamamladık, kulluk imtihanından başarı ile geçtik, akşam ezanıyla birlikte müstecab dualarla iftar ettik; ruhi ve manevi hazzın doruğuna tırmandık; sofralarımızda yoksulları, yetimleri, kimsesizleri doyurduk; ailece, çoluk-çocuk iftarın sevincini paylaştık... Teravihe gittik, o coşkun cemaatin içinde rükûa eğilip, secdeye kapandık; kalplerdeki kinleri, hırsları, düşmanlıkları birer birer attık, mütevazı, olgun, samimi birer kul olmaya çalıştık.
Bir ay boyunca Müslümanlar her gelen günü evvelkine göre daha bir şuurla değerlendirdiler; gün geldi kendilerini nefis muhasebesine tabi tuttular, iç dünyalarında kendileriyle hesaplaştılar. Eğilmeyen başlar secdeye kapandı, Hakk'a kul olmanın zevkine erdi; günaha dalanlar o şerli yollarından döndüler; sevaplara, hayırlara ve iyilik yollarına yöneldiler. Müminler bir ay boyunca sadece aç kalmadılar, sadece midelerine oruç tutturmakla yetinmediler; ellerini, ayaklarını, dillerini, gözlerini, kulaklarını dinimizce haram olan ve yasak olan her söz ve davranıştan sakındırdılar... Bu ayda midelerle beraber bütün organlarımız oruç tuttu. Ayaklar kötülüğe yürümedi, eller zulme aracı olmadı, gözler şerri görmedi, kulaklar kötü sözleri dinlemedi, diller dedikodu, yalan ve gıybetten sakındı.
İşte bu ciddi çabaların ürünlerini bugün müminler devşirecekler. Bugün İlahi bağışa erecekler; bugün yüzler gülecek, gönüller sürurla dolacak, evler şenlenecek.
İşte böyle büyük kazanımlar elde ettiğimiz bir ayı geride bırakıp, hayatımızın en nadide günlerinden biri olan Bayram’a ulaşmış bulunmaktayız. Yüreğimiz sevinçle kıpır kıpır olmuş, heyecanımız biraz daha fazlalaşmış durumda. Gönüllerimiz coşkun bir deniz gibi. Hepimizin Rabbi olan Allah’ımıza ibadet etmek için aynı mekânda, aynı kıbleye doğru yönelerek, omuz omuza aynı safta bir araya geleceğiz. Bütün içtenliğimizle makamımızı, unvanımızı bir tarafa bırakıp, zenginiyle fakiriyle, amiriyle memuruyla, işvereniyle işçisiyle, şehirlisiyle köylüsüyle bir olmaya beraber olmaya, yekvücut olmaya gayret etmeliyiz. Yüce Rabbim, yaşamış olduğumuz bu güzel tabloyu hayatımızın bütününe aktarmayı, birlik ve beraberlik içerisinde hayatımızı cennet haline getirmeyi hepimize nasip etsin.
Bayram günlerini sevinç ve neşe günleri kılmak, bu sevincimizi daim hale getirmek, mutlu ve huzurlu bir bayram geçirmek, hem kendimizin razı olacağı hem de sosyal hayatta beraber olduğumuz insanların razı olacağı bir hayatı sürdürmek için yapmamız gereken hususlar vardır. Bunlara dikkat etmek gerekir.
Cenab-ı Hak, idrak ettiğimiz bu bayramı hakkımızda mübarek eylesin... Allah’ın selâmı, rahmeti, bereketi, lütfu, ihsanı, ikramı üzerimize olsun... Yüce yaratıcımız, ramazandan ayrıldığımız, bayrama erdiğimiz şu günde cümlemizi mağfûrîn zümresine dâhil ederek “orucunun sevabıyla Rabbine kavuşma sevincine” erdirdiği ebedi bayramlara ulaşan bahtiyarların cümlesine bizleri de katsın. Rabbim bayramımızı mübarek eylesin, yeryüzündeki tüm Müslümanlara huzurlu bayramlar nasip etsin. Bu bayramları, birlik, beraberliğimize ve affımıza vesile kılsın.
Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor; aile efradımıza, beldemize, vatanımıza ve milletimize hayırlar, huzur ve bereket getirmesini diliyorum. Bu bayram vesilesiyle ülkemizde sağduyu ve sükûneti; barış ve huzuru hâkim kılmasını; zulüm, haksızlık, şiddet ve terörün altında inim inim inleyen İslâm beldelerinin tekrar barış yurduna dönüşmesini Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum.